Ana sayfa Analiz Kazakistan’da yeni dönemin ilk yılı

Kazakistan’da yeni dönemin ilk yılı

113
0

Kazakistan’da yeni dönemin ilk yılı

Tarihte kurulan Türk devletlerinin istikrarlı şekilde gelişmeleri için, genel olarak ilk iki liderin önemli sorumluluk üstlendiği biliniyor. Örneğin Birinci Göktürkler devletinde Bumin Kağan ile İstemi Yabğu’nun liderliğinden, İkinci Göktürk devletinde Bilge Kağan ile Kültigin arasındaki ortak vizyondan bahsedebiliriz. Aynı şekilde Büyük Selçuklu devletinde Tuğrul ve Çağrı beylerin önemli rol oynadıkları bilinmekte. On beşinci yüzyılda kurulan Kazak Hanlığı’nda Kerey ve Canibek hanları arasındaki uyum devletin sürekliliği açısından dikkat çekici unsurken, modern dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü arasındaki ilişki genç cumhuriyetin dış ve iç politikada büyük felaketler yaşamadan istikrarlı bir şekilde gelişmesine zemin hazırlamıştı.

Şubat ayında, Korday kasabasında Kazaklarla Dungan azınlık arasındaki çatışmalar önemli bir krize yol açtı. Tokayev bizzat bölgeye gitti; kasaba sakinleriyle yüz yüze görüşerek tarafları sükûnete çağırdı. Bu hamle, ülkede hukuk devleti kuralının işlemekte olduğunu göstermiş oldu.

Bu örneklerden anlaşıldığı üzere, yeni devletin tarihinde kurucu liderin etkisi kadar, o liderin oluşturduğu yapının sağlıklı olarak devam etmesi bakımından, ikinci liderin faaliyetleri de önemlidir. Bu açıdan, Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Elbaşı Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan’ın gelişmesine kazandırdığı ivmenin devam etmesi için, halefi olan Kasım Cömert Tokayev’in dönemi de önemli sayılıyor. Bu bağlamda, Nazarbayev’in 19 Mart 2019 tarihindeki istifasından sonra iktidara gelen ve 9 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak 12 Haziran’da düzenlenen yemin töreniyle Kazakistan’ın ikinci cumhurbaşkanı olan Kasım Cömert Tokayev’in bir yılını masaya yatırmamız, bundan sonraki aşamada ülkenin gelişimini anlamamız için önem arz ediyor.

Tokayev döneminde yaşanan en büyük kriz, yeni tip koronavirüs salgını oldu. Kazakistan bu konuda da başarılı bir mücadele verdi.

Öncelikle Tokayev’in bağımsızlığın ilk yıllarından itibaren Nazarbayev’le yan yana çalıştığına dikkat çekmekte yarar var. Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü mezunu olan Tokayev, uzun yıllar boyunca Kazakistan dışişleri bakanı olarak görev yaptı. Kazak dış politikasının mimarı olarak tanımlayabileceğimiz Tokayev, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un yardımcısı olarak da çalıştı. Ana dili olan Kazakçanın yanı sıra Rusça, İngilizce, Çince ve Fransızca bilen Tokayev dışişleri bakanlığı, başbakanlık, BM genel sekreter yardımcılığı ve senato başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundu. Hem yurtiçindeki hem yurtdışındaki bu tecrübelerinden dolayı, Tokayev’in Nazarbayev’in iç ve dış politikadaki çizgisini devam ettireceği tahmin ediliyordu. Nitekim bugün gelinen noktada, Kazakistan’da devamlılık ve istikrarın söz konusu olduğu görülüyor.

Ülke gelişimindeki süreklilikle beraber, Tokayev’in Nazarbayev’den farklı siyasi reformlara ve ülkenin “sosyal devlet” kimliğine önem verdiği anlaşılıyor. Kuruluş döneminde Nazarbayev’in sloganı “önce ekonomi, sonra siyaset” idi. Tokayev’e göre ise artık siyasi reformları gerçekleştirmeden ekonomik kalkınmanın da mümkün olmadığı bir noktaya gelinmiştir. Toplumun diyalog, demokrasi ve adalet taleplerine layıkıyla cevap verilmesi, Tokayev’in öncelikleri arasında yer alıyor. Bu çerçevede Tokayev birkaç önemli proje başlattı.

Tokayev “duyan devlet” veya “duyarlı devlet” kavramını ortaya attı. Buna göre, devletin tüm aygıtlarının vatandaşların taleplerini duyması ve ivedilikle cevap vermesi gerekiyor. Tüm devlet kurum ve kuruluşlarının, kamu çalışanlarının bu yeni anlayış çerçevesinde çalışması isteniyor. Bu doğrultuda, hükümet ile halk arasındaki diyalogu derinleştirmek için Toplumsal Güven Ulusal Konseyi kuruldu. Konseyin kuruluş amacı devlet ile toplum arasındaki etkileşimi güçlendirmek, ulusal birlik ve toplumsal istikrarı pekiştirmek olarak belirlendi. Konseyin başlıca görevleri arasında ulusal strateji ve programlar ile yasa tasarılarını kamuoyu adına incelemek, önemli stratejik gelişmeler hakkında kamuoyu ve sivil toplum kuruluşlarının düşüncelerini dikkate almak, kamuoyu, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ile devlet organları arasındaki yapıcı diyaloğu sağlamak yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Tokayev’in bizzat başkanlık ettiği konseye cumhurbaşkanlığı idare başkanı, insan hakları, çocuk hakları ve girişimci haklarının korunması komiserleriyle birlikte tanınmış devlet adamları, siyasi parti ve STK temsilcileri üyeleri katılıyor. Yılda en az 3 kez toplanmasına karar verilen konsey bünyesinde, şimdiye kadar önemli kararların alındığı 3 toplantı gerçekleştirildi. Konseyin somut sonuçlarının biri, konsey üyelerinin önerileri doğrultusunda hazırlanan “Barışçıl Toplantılar Kanunu”nun kabul edilmesi oldu. Yeni yasa, vatandaşların barışçıl toplantı yapmakla ilgili anayasal haklarını tamamen sağlıyor. Bu bağlamda, ilk siyasi reform paketinde yer alan seçimler ve siyasi partiler yasası ve diğer yasa tasarıları da geliştiriliyor.

Sosyal politikalar bağlamında Tokayev, Toplumsal Güven Konseyi ile istişare içinde, dörtten fazla çocuğu olan ailelere verilen aylık 110 dolarlık devlet yardımının 200 dolara çıkarılması, düşük gelirli ailelerin çocuklarına sosyal yardım paketi hazırlanması, okul öncesi çocuklara gıda ve temel ihtiyaç maddeleri sağlanması, öğrencilere ücretsiz sıcak yemek sunulması, okula giden çocukların yol masrafları, okul kıyafetleri benzeri ihtiyaçların ücretsiz karşılanması gibi girişimleri başlatmış bulunuyor. Bu çerçevede Tokayev’in en cesur adımı, hükümete ve Merkez Bankası’na, nüfusun sosyal açıdan savunmasız kesimlerine verilen 300 bin Tenge tutarında teminatsız tüketici kredileriyle ilgili borçları kapatma talimatını vermesi oldu. Geri kalan Kazakistanlıların ödenecek para cezaları affedildi. Bu tedbir 5 milyon Kazakistanlıyı etkiledi. Hükümet 629 bin borçlunun teminatsız tüketici kredisi borcunu ödemek için devlet bütçesinden 105 milyar tenge tahsis etti.

Kazakistan’daki yönetim ile halkın birbirine yakınlaşması çerçevesinde, Tokayev’in kriz yönetimi anlayışının da masaya yatırılması gerekiyor. Tokayev’in cumhurbaşkanlığının ilk senesinde ülkede önemli krizlerin yaşandığını ve bu krizlerin Tokayev’in liderliği sayesinde başarılı bir şekilde atlatıldığını belirtmemiz gerek. Bu krizlerden birkaçına değinecek olursak, öncelikle 24 Haziran 2019 tarihinde Arıs kentindeki silah deposu patlamasından bahsetmeliyiz. Bu patlama şehir halkının panik içinde yakındaki Şımkent şehrine kaçmasına sebep oldu. Bu durumda Cumhurbaşkanı Tokayev bölgeye bizzat giderek bir yandan Arıs halkının tahliyesine, diğer yandan tahliye edilen insanların barınma ve yemek ihtiyaçlarının organize edilmesine liderlik etti. Cumhurbaşkanının bu adımı sadece Arıs halkı tarafından değil, bütün Kazakistanlılar tarafından takdirle karşılandı.

Tokayev’in cumhurbaşkanlığının birinci yılında yaşanan diğer bir kriz, 2020’nin Şubat ayının başında, Korday kasabasındaki Kazaklarla Kazakistan’da yaşayan Dungan azınlığı arasındaki çatışmalardı. Bu krizde de Tokayev bizzat bölgeye gitti; kasaba sakinleriyle yüz yüze görüşerek tarafları sükûnete çağırdı. Devletin bir numaralı adamının bu hamlesi, ülkede hukuk devleti kuralının işlemekte olduğunu göstermiş oldu. Diğer yandan ülkede yaşayan farklı etnik gruplarla ilgili daha kapsamlı bir politikanın ihtiyacını ortaya çıkardı. Tokayev bu doğrultuda Kazakistan Halkı Asamblesi’ne önemli görevler verdi.

Tokayev döneminde yaşanan en büyük meydan okuma ise yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını oldu. Kazakistan’ın bu konuda da başarılı bir mücadele verdiği biliniyor. Tokayev salgının ilk aşamasında, 15 Mart 2020 tarihinde bütün ülkede olağanüstü hâl ilan etti. Böylece virüsün yayılmasının önü kesilmiş oldu. Daha sonraki aşamada anlaşıldığına göre, bu karar zamanında verilmişti ve isabetli bir karardı. Tokayev ayrıca Kovid-19’dan etkilenen insanları ve ekonomiyi desteklemek için çok etkili bir önlem paketi ilan etti. Salgın dolayısıyla işsiz kalan veya işletmesini kapatmak zorunda kalan insanlara yönelik olarak 42 bin 500 Tenge miktarında sosyal yardım paketi açıklandı. Bu yardımdan 2 milyondan fazla kişi istifade etti. Cumhurbaşkanı Tokayev’in kararına göre devlet, mevcut vergi avantajları ve yerel desteklerle birlikte, ülke genelinde kriz karşıtı önlemler için 10 milyar dolar ayırdı. Bunun 740 milyon doları istihdamı artıracak önlemlere harcandı. İşletmeleri desteklemek için, olağanüstü hâl dönemi boyunca KOBİ’lerin banka kredileri ödemeleri askıya alındı, ayrıca her türlü vergi ve diğer zorunlu ödemelerin üç aya kadar ertelenmesi sağlandı. Buna ek olarak, küçük ve orta ölçekli işletmelerin işletme sermayesi için 1,5 milyar dolar tahsis edildi. Özet olarak, kamu hizmetleri ödemelerini karşılamak için devlet yardımı alan 1,6 milyondan fazla insan dâhil olmak üzere, 4,2 milyondan fazla insana mali yardım yapıldı. Özel kişilerin yanı sıra, vergi teşvik tedbirleri 700 binden fazla şirket ve bireysel girişimciyi kapsadı. Ayrıca işten çıkarmaları ve maaş düşürmeleri önlemek için, gerekli desteği alacak şirketlerin bir listesi oluşturuldu. Genel olarak vatandaşları ve işletmeleri desteklemeyi amaçlayan fon miktarı yaklaşık 13,8 milyar dolardır.

Görüldüğü üzere, cumhurbaşkanlığının birinci yılında, Tokayev’in iç politikada “duyan devlet” veya “duyarlı devlet” konsepti kapsamında ülkenin sosyal devlet kimliğini güçlendirmeye ve siyasi reformları gerçekleştirmeye devam ettiği, dış politikada ise Kazakistan’ın marka değeri haline gelmiş olan çok vektörlü dış politikayı devam ettirmekte olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Tokayev cumhurbaşkanlığının birinci yılında Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan gibi komşu ülkelerin yanı sıra Rusya, Çin, ABD ve Almanya gibi küresel politikadaki önemli ülkelere ziyaret gerçekleştirdi. Buna ek olarak, Tokayev’in BM Genel Kurulu toplantıları esnasında ve Münih Güvenlik Konferansı kapsamında diğer devlet başkanlarıyla yaptığı ikili görüşmeler de dikkate değer. Cumhurbaşkanının bu etkinlikleri bir yandan Kazakistan’ın Rusya, Çin ve Batı dünyası arasındaki denge politikasının devamı olarak, diğer yandan ise ülkede yaşanmakta olan değişimlerin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Bu çerçevede 9 Mart 2020 tarihinde açıklanan “2020-2030 Kazakistan Cumhuriyeti Dış Politika Vizyonu” Tokayev’in döneminde yayımlanan ilk dış politika belgesi olma vasfına sahip. Dış politikada sürekliliğe vurgu yapan belge, Tokayev’in dengeli ve barışçıl dış siyaset çizgisini devam ettireceğini gösteriyor. Kazakistan uluslararası camianın sorumlu ve saygın bir üyesi olarak çalışmalarını sürdürecek, Orta Asya’da ve geniş bölgede öncü roller üstlenmeye devam edecektir.

Belgede Türk Devletleri İşbirliği Konseyi’nin (Türk Keneşi) öncelikli kurumlar arasında belirlenmesi, Kazakistan-Türkiye ilişkileri açısından ve genel olarak Türk dünyasının bütünleşme süreci bakımından dikkate değer. Bu bağlamda 10 Nisan 2020 tarihinde video konferans yoluyla gerçekleşen Türk Keneşi Zirvesi Tokayev’in devlet başkanı olarak katıldığı ilk toplantı olması münasebetiyle önemliydi. Zirvede Kovid-19 salgınıyla mücadelede ortak tutumun belirlenmesi, bundan sonraki aşamada Türk dünyasının bütünleşmesinin daha da ivme kazanacağının göstergesi. Zaten zirveden sonra Türk Keneşi üyesi ülkelerin bakanlıklar düzeyindeki toplantıları sıkça düzenlemesi bunun işareti. Son tahlilde, Tokayev liderliğindeki Kazakistan Türk dünyasının önemli kutuplarından biri olmaya devam edecektir.

[Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sinan Demirtürk aynı zamanda Türkiye Politik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (TÜRPAV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıdır]



Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.